Doğaya Kanat Açtık projesi Ege Bölgesi’ndeydi
Doğuş Otomotiv ve Doğuş Otomotiv Plus iş birliğinde yürütülen “Doğaya Kanat Açtık” projesinin son durağı Ege Bölgesi’ndeki sulak alanlar oldu.
Projenin Ege Bölgesi’ndeki ayağı sonrasında Alper Tüydeş tarafından görüntülenen ve kaydedilen kuş türü sayısı 297’ye ulaştı
Doğuş Otomotiv ve Doğuş Otomotiv Plus iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Doğaya Kanat Açtık’ projesi Ege Bölgesi’ndeydi. İzmir Gediz Deltası, Alaçatı Sulak Alanı, Büyük Menderes Deltası, Bafa Gölü gibi Ege Bölgesi’ndeki önemli yaban hayatı alanlarında gözlem ve fotoğraf çekimleri gerçekleştirildi. Doğa, yaban hayatı ve kuş gözlemcisi Alper Tüydeş tarafından gerçekleştirilen çekimlerde, ayrıca Çeşme’de birkaç ay önce yanan ormanlık alanın yeniden canlandığı da gözlemlendi.
Doğaya Kanat Açtık projesi kapsamında bu zamana kadar kaydedilen kuş türü sayısı, Ege Bölgesi’yle birlikte 297’ye ulaştı. Projenin önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek yeni rotalardaki çalışmalarıyla Türkiye’de yaşan 497 kuş türünden 400’e yakının görülmesi hedefleniyor.
Bu turun en önemli türleri arasında Tavşancıl, Ak Kuyruklu Kartal çifti ile Balık Kartalı olduğunu belirten Tüydeş, “Bu türler, Türkiye’nin nadir ve en önemli yırtıcı türlerinden. Diğer yandan içinde bulunduğumuz dönem kıyı kuşları için yoğun bir göç dönemi. Ancak hava şartları nedeniyle kuş türlerini fotoğraflamak oldukça uğraş gerektirdi ve zorlandığımı söylemeliyim” diye bilgi verdi.
Ege turu kapsamında bölgedeki kuş gözlemcileriyle de bir araya gelen Tüydeş, bölgenin sorunları ve kuş popülasyonu üzerine yerel halkla da bilgi alışverişinde bulundu. Özellikle şehirleşmenin sulak alanlara olan baskısının gün geçtikçe arttığını ve bundan yaban hayatının olumsuz etkilendiğini, bu durumun Ege Bölgesi için de çok net görüldüğünü belirten Tüydeş, yerel yönetimlerin bu konuya eğilmelerinin ve hassasiyet göstermelerinin gerekliliğine vurgu yaptı.
En doğudan en batıya, kuzeyden güneye, dört mevsimde dört bir yanı ‘Doğaya Kanat Açtık’ projesiyle dolaştığını ifade eden Tüydeş, “Bu proje, insanların ilgisini doğaya çekmek için bir fırsat olmakla birlikte, ülke envanterinin güncellenmesine de katkı sağlıyor. İlginç doğa ve insan hikayelerine tanıklık ederken, yıllardır hayalini kurduğum türleri de fotoğraflayabiliyor olmak da ayrı bir mutluluğu yaşatıyor.” diye bilgi verdi.
Doğuş Otomotiv Plus Deneyim Merkezi iş birliğiyle hayata geçen ‘Doğaya Kanat Açtık’ projesi, iklim değişikliği, yasadışı avcılık, çevre kirliliği ve yanlış kentleşme gibi nedenlerden ötürü tehlike altındaki göçmen kuşlara ve bunların göç yollarına dikkat çekmeyi amaçlıyor. Doğa, yaban hayatı ve kuş fotoğrafları çeken Alper Tüydeş’le birlikte gerçekleştirilen Doğaya Kanat Açtık projesinde ayrıca Türkiye’deki ender, soyu tükenme tehlikesi altında olan kuş türlerini de gözlemlenecek.
Doğuş Otomotiv ve Sürdürülebilirlik
Doğuş Otomotiv, Türkiye’de otomotiv sektöründe çeyrek asırdır dünyanın en büyük markalarının distribütörlüğünü yürüten, Türk otomotiv sektörünün en önemli oyuncularından birisidir. Türkiye’nin her yerine yayılan 570’ten fazla satış ve servis noktasının yanı sıra, ikinci el araç satışı, sigorta ve araç finansmanı, TÜVTÜRK taşıt muayene istasyonları olmak üzere otomotiv sektörünün her alanında geniş marka ve hizmet ağına sahip bir şirket olan Doğuş Otomotiv, Sürdürülebilirlik alanında da rol model olmaya devam etmektedir.
Daha iyi bir şirket olmak ve hedeflerimize ulaşmak için “insanı” odağımıza almak, onları dinlemek, beklentilerini değerlendirmek ve tüm beklentilere yanıt verebilir olmak üzere yola çıktık. 2009 yılından bu yana Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlarımız, internet sitemiz, yıl içinde gerçekleşen tüm diyalog platformları ile paydaşlarımızın beklentilerini anlamaya çalışıyor, soruyor, öğreniyor, onların görüşlerini yönetim stratejilerimize katıyor ve şeffaf bir biçimde sürdürülebilirlik performansımızı raporluyoruz.
Sürdürülebilirliğe stratejik bir yönetim modeli olarak yaklaşan Şirketimiz, sürdürülebilir kalkınmanın da en önemli aktörlerinden birisi olmak için çalışıyor. 2010 yılında imzaladığımız Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) 10 ilkesine uygun olarak ve yine Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sağlayan sürdürülebilirlik performansları ortaya koyarak her geçen yıl hedeflerimize daha fazla yaklaşmaya devam ediyoruz.