“Mevcut tüketim modeliyle gezegenimiz bize yetmeyecek”

Bu haber 23 Şubat 2019 - 7:50 'de eklendi ve kez görüntülendi.

“Mevcut tüketim modeliyle
gezegenimiz bize yetmeyecek”

Dünya kaynaklarının hızla tükenmesiyle insanlığın en önemli sorunları arasında yer alan gıdaya erişim, israfın önlenmesi ve gıda bankacılığı konuları, Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) tarafından bu yıl 1’incisi düzenlenen Gıda Bankacılığı Zirvesi’nde masaya yatırıldı. Gıda bankacılığının dünyadaki örnekleri, Türkiye’deki hukuki düzenlemeler, gıda bankacılığı modelleri, sıfır atık konularının ele alındığı zirvede, küresel gıda lideri Barilla insan ve çevre dostu iş modeli çerçevesinde yürüttüğü çalışmaları katılımcılarla paylaştı.

Hızla artan nüfus; gıda üretimi, gıdaya erişim, iklim değişikliği konularını da beraberinde getiriyor. Dünyada 821 milyon kişinin açlıkla mücadele ettiği günümüzde, uzmanlar mevcut tüketim modelinin değişmesi için uyarıda bulunuyor. Sürdürülebilir gıda üretimini iyileştirmek ve doğru beslenme alışkanlıklarının acilen edinilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bu şekilde devam edilirse 2050 yılına gelindiğinde üç yerküre olsa insanların ihtiyaçlarının karşılanmasının mümkün olmayacağına dikkat çekiyor.

Türkiye’de Gıda Bankacılığının çatı kuruluşu olan Temel İhtiyaç Derneği, gıda bankacılığı ile sosyal fayda yaratan ve yaratmak isteyen kurumları ve tüm sivil toplum kuruluşlarını bilgi ve deneyimlerini paylaşmak üzere 1. Gıda Bankacılığı Zirvesi’nde bir araya getirdi. Gıda bankacılığının dünyadaki örnekleri, Türkiye’deki hukuki düzenlemeler, gıda bankacılığı modelleri ve sıfır atık konuları alanında uzman isimlerce ele alındı.

Moderatörlüğünü Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talat Yeşiloğlu’nun yaptığı “Gıda Bankacılığına Destek Verenler” panelinde küresel gıda lideri Barilla’nın Türkiye Müşteri Hizmetleri ve Talep Planlama Müdürü Buket Yıldırım Karagüç, şirketin insan ve çevre dostu iş modeli çerçevesinde yürüttüğü çalışmaları katılımcılarla paylaştı. Konuşmasında dünya genelinde üretilen yiyeceklerin üçte birinin sofralara ulaşmadan israf edildiğini belirten Karagüç, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için her gün tabağımıza koyduğumuz yiyecekler başta olmak üzere somut tedbirler alınmasının hem sağlık hem de gezegen için çok önemli olduğunu vurguladı.

Barilla’nın Türkiye’de ve dünyadaki çalışmalarını “Sizin için iyi, Gezegen için iyi, Toplum için iyi” iş modeli çerçevesinde yürüttüğünü belirten Karagüç; “İçinde bulunduğumuz dünyayı gelecek kuşaklara daha iyi bir şekilde, en azından bulduğumuz gibi bırakma zorunluluğumuz var. Dolayısıyla evrene bıraktığımız ayak izimizi olabildiğince küçültmeliyiz. Bunu yapamazsak ileride gezegenimiz bizim için yeterli olmayacak. Bu noktada en önemli konulardan biri olarak gıda israfının azaltılması gündeme geliyor. İtalya, Fransa ve Amerika’daki benzer çalışmalarımızın ardından Türkiye’de de gıda bankacılığı konusunda TİDER ile iş birliği yaptık” dedi.

“9 KİŞİDEN 1’İ GIDAYA ERİŞEMİYOR, 7 KİŞİDEN 1’İ OBEZ”

Panelde birçok uzmanın ve devletin gündemine giren açlık ve obezite konusunda da bilgi paylaşan Buket Yıldırım Karagüç; “Önümüzde bir madalyon var. Madalyonun bir tarafında küresel ölçekte açlıkla mücadele eden ya da yetersiz beslenme ile mücadele eden büyük bir kesim var. Yaklaşık 9 kişiden biri bu sorunla karşı karşıya. Madalyonun diğer tarafında ise maalesef her 7 kişiden biri obezite ya da sağlıksız beslenme ile karşı karşıya ya da bu konudan doğan bazı sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Diğer yandan sahip olduğumuz gıdaların üçte biri ihtiyaç sahiplerine ulaşmadan israf oluyor. Yaşanan bu ciddi çelişki ve eşitsizlik tablosunu mutlaka değiştirmeliyiz. Bu çerçevede gıda bankacılığının önemi açıkça ortaya çıkıyor. Barilla Gıda olarak gıda bankacılığı konusunda Türkiye’de TİDER ile yolculuğumuza devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.

TARLADAN TABAĞA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Sürdürülebilirlik konusunun Barilla için önemli bir kavram olduğunu belirten Karagüç; “Sürekli artan dünya nüfusunu gezegenimize zarar vermeden besleyebilmek, çağımızın en büyük zorluklarından birini teşkil ediyor. Bizim için sürdürülebilirlik tarladan başlıyor ve tabağa kadar devam ediyor. Ürettiğimiz makarnanın ana maddesi buğday. Çiftçilerimiz ile dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de önemli çalışmalar yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Türkiye’de birçok çiftçimize sürdürülebilir tarım konusunda eğitim verdik, sürdürülebilir iş modellerini anlattık. Barilla olarak insan ve çevre dostu iş modelimizde bir taraftan sürdürülebilir buğday tedarikini artırmaya çalışırken, diğer taraftan da beslenme profilini iyileştirmek için ürünlerimizi yeniden formüle ettik. Akdeniz beslenme modelini yaygınlaştırmak için çalıştık. Son 7 yılda üretim süreçlerinde de çok önemli iyileştirmeler yaptık. Her bir ton ürün için su tüketimini yüzde 23, sera gazı emisyonunu ise yüzde 29 azalttık” dedi.

Üretimden, lojistik, satış ve tüketime kadar gıda ve beslenmeye ilişkin sorunların iyi analiz edilerek, tüm paydaşların el birliği ile ortak çözüm geliştirmesi gerektiğini de belirten Buket Yıldırım Karagüç şunları kaydetti; “Ülkemiz, özellikle gıda israfı alanında önemli sorunlarla karşı karşıya. Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı’nın (BCFN) The Economist Intelligence Unit (EIU) iş birliğiyle yayımladığı Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi’nin 2018 verileri bu konuyu net bir şekilde ortaya koyuyor. Taşıma sırasında ve perakende noktalarında yaşanan kayıplar ve mevzuatımızdaki yasal düzenleme eksiklikleri, Türkiye’nin gıda kaybı ve israfı başlığında endeksin en altlarında yer almasına neden oluyor. Bu tabloyu düzeltmenin yolu, sorunlarımızı tespit ederek, kamunun ve tüm paydaşların, elbirliğiyle ortak bir çözüm geliştirmesinden geçiyor. Barilla olarak biz bu konuda yürütülecek tüm çalışmaların içinde olmaya ve desteklemeye devam edeceğiz.