Kuzey kutbuna ilk Türk bilimsel seferi İş Bankası’nın desteğiyle gerçekleştirildi
Arktik’e İlk Türk Bilimsel Seferi
Türkiye’den bir grup bilim insanı, dünyada küresel iklim değişikliğinin en fazla etkilediği yerlerden biri olan Kuzey Kutbu’na “İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi”niİTÜ PoLReC liderliğindegerçekleştirdi. Bankacılık faaliyetlerinin yanı sıra hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de topluma değer katan Türkiye İş Bankası, Arktik’e yapılan İlk Türk Bilimsel Seferi’nin sponsorluğunu üstlendi. 11-26 Temmuz 2019 tarihleri arasındaki seferde görev alan bilim insanlarının katılımıyla, İş Bankası Genel Müdürlük binasında bir paylaşım toplantısı düzenlendi.
Toplantı;İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali,İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama-Araştırma Merkezi (İTÜ PolReC)Müdürü ve Arktik Bilim Seferi LideriDoç. Dr. Burcu Özsoyve sefer ekibinin katılımlarıyla yapıldı.
Bilim seferi sırasında; Arktik deniz buzu tipi gözlemleri ve analizi, deniz buzu yersel ölçümlerinin uzaktan algılama ile doğrulanması, Arktik denizcilik meteorolojisi, gökyüzü kalite araştırması, kalıcı organik kirletici örneklerinin alınması, mikroplastik araştırılması, bioürünleştirme çalışmaları yapıldı ve80 Kuzey noktasına varış gerçekleştirildi.
Bali: “Sefer, bilime katkının yanında gençlerimiz için ilham verici bir başarı öyküsü”
Toplantıda konuşan Adnan Bali, bilimsel ve akademik araştırma programlarının geliştirilmesinin ve kurumlarca desteklenmesinin ülkemizin geleceği ve toplumsal gelişim anlamında çok önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “İş Bankası, 100 yıla yaklaşan tarihi boyunca, faaliyetlerinde hep toplum yararını gözeten, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma misyonu üstlenen, öncü ve rehber bir kurum… ‘Türkiye’nin Bankası’ olarak Arktik’e yapılan ‘İlk Türk Bilim Seferi’ne verdiğimiz böylesine geniş kapsamlı destek de sosyal sorumluluk konusundaki bu bakış açımızın başka bir yansıması…İlk’lerin bankasıyız, Arktik’e yapılan ‘İlk Türk Bilimsel Seferi’nin bir parçası olmaktan, bu çapta bir bilimsel çalışmaya destek vermekten gurur duyuyoruz.”
Arktik’in, buzulların altında pek çok bilinmezliği barındıran, bu yönüyle de bilim dünyasının ilgisini çeken alanlardan biri olduğuna dikkat çeken Bali, “Sefere katılan bilim insanlarımız,farklı üniversite ve kurumların da dâhil olduğu40’ın üzerindeki araştırmacının ihtiyaç duyduğu bulguları da topladılar. Bunun yanı sıra Arktik bölgesindeki sonraki çalışmalar için gerekli izinler, prosedürler konusunda önemli bir hafıza biriktirdiler. İlkler hep zordur, ama yol gösterici olması açısından da önemlidir.Elde edilen tüm bilgilerin,önümüzdeki dönemde akademik dünyamızda bu alandaki çalışmalara katkı sunacağına ve çarpan etkisi ile başarısının yıllara yayılacağına inanıyorum” dedi.
Bilimsel çalışmaları desteklemenin, hemen hemen her sektörü, her alanı teknolojik yeniliklerin şekillendirdiği bu süreçte çocuklarımızı ve gençlerimizi bilime dayalı, farklılık yaratacak çalışmalara daha fazla yönlendirmenin önemine işaret eden Bali, “ ‘İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi’nin, bilime katkısının yanında gençlerimiz, öğrencilerimiz için de ilham verici bir başarı öyküsü olduğuna inanıyorum. Şunu unutmamalıyız ki dijitalleşme, kodlama, yapay zekâ, robotik endüstriler üzerine inşa edilen yeni dünyada, ülkelerin başarısı bilime, eğitime ne kadar önem verdikleri ile doğru orantılı olacak. Bugün burada sizlerle bir arada olmamıza vesile olan ve büyük bir önem atfettiğimiz bilimsel sefer, bu heyecanımızın bir parçası… “ diye konuştu.
Karaca: “Gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma umuduyla çalışıyoruz”
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca da “İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi (İTÜ PolReC) koordinasyonunda devam eden kutup araştırmaları göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Türkiye İş Bankası sponsorluğunda İTÜ PolReC koordinasyonunda ekibimizden ve birçok farklı kurumdan araştırmacılar, Arktik bölgede yaşanan iklim değişikliğini görmek ve bu değişimin ekosistem üzerindeki etkilerini incelemek üzere örneklemeler ve gözlemler yapmak üzere yola çıktılar. Türkiye’de hortum gibi uç hava olaylarının görülmesi, temiz su kaynaklarının ve tarım arazilerinin azalması, deniz suyu seviyesinin artmasıyla etkisini hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin ölçümlenmesi geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. İTÜ’nün bilimsel altyapısı ve öncü misyonu ile iklim değişikliğinin etkilerini gözlemleyerek, gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma umuduyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu araştırmamıza katılan akademisyenlerimize başarılar diliyor, bilim dünyası için ışık olacak, gezegenimizin geleceğini kurtaracak bulgulara ulaşılmasını yürekten istiyorum” dedi.
Özsoy: “Sürdürülebilir gelecek için Arktik’teki araştırmalar büyük önem taşıyor”
Bilim seferine liderlik yapan İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi ve İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Burcu Özsoy ise dünyanın sürdürülebilir geleceği için Arktik’teki araştırmaların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, Türk bayrağını Arktik’te dalgalandırma onuruna eriştikleri için duyduğu mutluluğu dile getirdi. Konuşmasında, bilim seferi sırasındaki gözlemlerini ve araştırma sonuçlarını paylaşan Özsoy, “Arktik’te yaptığımız birbirinden değerli farklı üniversite, kurum ve kuruluşun, dünya için büyük önem taşıyan bilimsel çalışmalarını Arktik bölgede icra ettik. Bu çalışmaları bilimsel yayınlar ilede taçlandırıp, sürdürebilirliğini sağlayacağız. Alınan veriler ve örneklerin, bilimsel olarak incelenmesine hemen başlanacak olsa da hem laboratuvar incelemeleri hem de bilimsel yayınların basımı uzun zamanlar almakta. Türkiye’nin böyle bir adım atması için tam destek veren Türkiye’nin Bankası’na minnettarız” diye konuştu.
İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi Bilgi Notu
Arktik’in Önemi
Sanayileşmenin bir sonucu olarak tetiklenen küresel iklim değişikliği, birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Mevcut durumda küresel iklim değişikliğinin sonuçları,Arktik’te dramatik şekilde gözlemlenebilmektedir. 2013 yılında Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)sonrasında yayınlanan beşinci değerlendirme raporunda, Arktik bölgesinin dünya üzerindeki diğer bölgelere oranla iki kat hızlı ısındığı belirtilmiştir. Erime, her sene bir önceki seneye göre artarak devam etmektedir. Arktik’e kıyısı olan ülkeler; en uzun hatta sahip Rusya, ABD (Alaska), Kanada, Danimarka (Grönland) ve Norveç’tir. Bu bölgede ayrıca 30 farklı yerli grup ve yaklaşık 4 milyon insan yaşamaktadır.
Önemli miktarda doğal gaz ve petrol rezervlerine, aynı zamanda birçok doğal mineral kaynaklarına sahipArktik’te buzulların erimesi, sadece dünyanın doğal dengesi üzerinde etki etmeyecektir. 20-30 yılda Arktik Okyanusu’nun yaz aylarında tamamen eriyerek büyük tonajlı gemiler için seyir edilebilir hale geleceği dikkate alındığında, bunun özellikle enerji, savunma ve deniz taşımacılığı gibi alanlarda bölgedeki rekabeti daha da artıracağı düşünülmektedir.
Arktik’te yürütülen bütün ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir kalkınma odaklı olarak, buradaki ekosisteme zarar vermeyecek şekilde, yüksek güvenlik ve ekonomik standartlara uygun gerçekleştirilmesi gerekliliği büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’nin yaklaşık 17 katı büyüklüğünde bir yüzölçümü olan Arktik Okyanusu’nda, sadece son yüzyılda Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 4katı büyüklüğünde denizbuzunun yok olduğu hesaplanmaktadır. 1979’dan bugüne kadar yapılan ölçümler; Arktik Okyanusu’ndaki deniz buzu alanında 40 yıl içindeki en düşük üçüncü değeri 2018 yılında göstermiştir. Son yıllarda, deniz buzu miktarında kış aylarındaki artış erken kesilmeye, yaz aylarındaki erime ise daha geç sona ermeye başlamıştır. Arktik bölgesindeki iklim değişikliği etkilerinin artması, yeryüzünün ısı makinaları gibi çalışan atmosfer ve okyanuslardaki dengenin değişme potansiyeli ve sera gazı salımındaki artışlar, yaşadığımız yüzyılın ilk yarısına kadar bunların ciddi sonuçlar doğuracağına işaret etmektedir.
Arktik Bilimsel Seferi
11-26 Temmuz 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen İlk Türk Arktik Bilimsel Seferinde;
Arktik deniz buzu tipi gözlemleri ve analizi,
Deniz buzu yersel ölçümlerinin uzaktan algılama ile doğrulanması,
Arktik denizcilik meteorolojisi, gökyüzü kalite araştırması,
Kalıcı organik kirletici örneklerinin alınması,
Mikroplastik araştırılması çalışmaları,
Bioürünleştirme çalışmaları,
80 Kuzey noktasına varışı
gerçekleştirilmiştir. Bilimsel sefere katılan ekipte;
İTÜ Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi ve İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Burcu Özsoy,
Piri Reis Üniversitesi Denizcilik MYO Öğretim Görevlisi Y. Barbaros Büyüksağnak,
İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama-Araştırma Merkezi Arş. Gör.Kaptan Özgün Oktar,
İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama-Araştırma Merkezi Arş. Gör. Kaptan Sinan Yirmibeşoğlu,
İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Öğrencisi Meriç Karahalil,
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ersan Başar,
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Burak Karacık
yer almıştır. Ayrıca proje ekipleri içerisinde gemide yer almayan, birçok kurumdan 41 araştırmacı da bulunmaktadır.
İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi sırasında;
Yapılarında biriktirdikleri kirleticileri diğer ortamlara taşıdıkları için kritik olan mikroplastiklerinArktik’teki dağılımı incelenmiştir.
Sefer kapsamında belirlenen 5 istasyondanörnekler alınarak deniz suyunda biriken POP’ler (dayanıklı organik kirleticiler)tayin edilmiştir.
Svalbard Adaları batısında özellikle GulfStream akıntısı ile beslenen bölgeden alınan plankton örneklerindezooplankton ve fitoplanktontür çeşitliliği ile yoğunluğu tespit edilmiştir.
Petrol kirliliğini ortaya koymak ve bu kirliliği oluşturan petrolün kökenini araştırmak üzere farklı istasyon noktalardan alınan deniz suyu örneklerindePAH (Polisiklikaromatik hidrokarbon) miktarları ölçülmüştür.
Arktik’tekiekstremofillerdendehalojenaz üreten bakteriler taranmıştır.
Deniz suyu örneklerinde farmakolojik kalıntılar araştırılmıştır.
Svalbard Takım Adaları’nda bulunan Longyearbyen’da konuşlandırılan hava kalitesi ölçüm cihazı ile dünyanın en kuzey yerleşimindeki hava kirliliği oranları sefer süresince anlık olarak Türkiye’ye aktarılmıştır.
Ticari ürün geliştirmek üzere, deniz suyu ve sedimanlardanbiyolojik örnekler alınmıştır.
Güvenlik ve kirlilik konularında Kutup Bölgeleri’nde gemilerin uyması gereken Kutup Kodu’nda eksik olan hususlara ilişkin rapor hazırlanmıştır. Söz konusu raporun yayınlanarak, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından Ocak 2017 de yayınlanan Kutup Bölgelerinde Seyir Yapacak Gemiler için Uluslararası Kod’a (Kutup Kodu/Polar Code) katkı sunulması planlanmaktadır.
Eğitim ve farkındalık faaliyetleri kapsamında Darüşşafaka öğrencilerine ait kutup bölgelerini simgeleyen el işleri çalışmaları bölgeye getirilerek fotoğraflanmıştır.
Bölgede yaz sezonunda 80 derece kuzey enleminin kuzeyinde bulunan deniz buzları, uluslararası geçerliliği olan ASPeCt protokolü ile gözlemlenmiştir. Elde edilen bu gözlemlerin sonuçları, uydu görüntülerini doğrulamada ve uydu görüntülerinin tüm Arktik Okyanusu’nda deniz buzu tespiti için kullanılacaktır. İklim sistemi ve besin zincirinin temelini oluşturan deniz buzlarının her yıl azaldığı tespit edilmiştir. İklimin geri dönülemez derecede yaşadığı bu değişiklik, aynı zamanda buzullarda da uydu görüntüleri ile tespit edilmiş ve yersel gözlemlerle veriler doğrulanmıştır.
Gelecek yıllarda yapılacak çalışmalarla da deniz buzlarının ve buzulların azalma oranları tespit edilerek, iklim değişikliğinin bölgeye, Türkiye’ye ve tüm dünyaya etkileri araştırılmaya devam edilecektir.
AŞAMALARTARİH
İstanbul – Norveç Uçuşu11 Temmuz, Perşembe
Oslo Büyükelçisi’ni Ziyaret11 Temmuz, Perşembe
Arktik Dairesini Geçiş12 Temmuz, Cuma
Svalbard Varış12 Temmuz, Cuma
Svalbard Üniversitesi’ni Ziyaret12 Temmuz, Cuma
Gemiye biniş 13 Temmuz, Cumartesi
Arktik deniz buzu tipi gözlemleri ve analizi,
Deniz buzu yersel ölçümlerinin uzaktan algılama ile doğrulanması,
Arktik denizcilik meteorolojisi,
Gökyüzü kalite araştırması,
Kalıcı organik kirletici örneklerinin alınması,
Mikroplastik araştırılması
Bioürünleştirme örneklerinin alınması,
80 Kuzey enlemine varış13-23 Temmuz 2019
Gemiden iniş (Arrival)23 Temmuz, Salı
Svalbard Üniversitesi’ni Ziyaret24 Temmuz, Çarşamba
Norveç – İstanbul Uçuşu26 Temmuz, Cuma
Türkiye’nin kutup araştırmaları
Dünyanın 5’inci büyük kıtası olan ve Güney Kutup bölgesinde yer alan Antarktika’ya yönelik Türk araştırmaları, ilk kez 1513 yılında Piri Reis tarafından oluşturulan haritaya dayandırılmaktadır. 4 dile çevrilen ve Arjantin’in en güney ucunda yer alan Tierra Del Fuego bölgesini gösteren Piri Reis haritasının bir kopyası,Arjantin’de Ushuaia Denizcilik Müzesi’nde sergilenmektedir. Türkiye’nin kutuplara ilişkin ilk resmi çalışmalarının başladığı tarih, Türk bilim insanlarının Antarktika’da çalışmaya başladığı 1967 olarak kabul edilmektedir.
İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İTÜ PolReC), küresel iklim değişikliği ve deniz buzu fizik bilimi çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla “İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi”ni2019 yılının Temmuz ayında gerçekleştirmiştir.
2015 yılında kurulan İTÜ PolReC, Antarktika (Güney Kutbu), Arktik (Kuzey Kutbu), okyanus ve deniz bilimleri konularında bilimsel çalışmalar yaparak toplumumuzda bu alanlarda farkındalık oluşturmayı, Türkiye’nin uluslararası platformda kutup çalışmaları ile anılarak artı değer kazanmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir. İTÜ PolReC, kutup bölgeleri ile ilgili bilimsel çalışmalar yürüten Türkiye’nin ilk ve tek akademik merkezidir.
İTÜ PolReC tarafından koordine edilen ulusal seferlerle bugüne kadar bilimsel araştırmalar için 3 kez Antarktika’ya gidilmiştir.
Her iki kutupta da bilimsel varlık göstermek gerektiğine inanan İTÜ PolReC ekibi, uluslararası bir strateji belirlenmesi için Bakanlık inisiyatifi ile bir çalıştay düzenlemiş, strateji kitapçığı hazırlanmasını sağlamıştır.